YAVUZ KAYA                                                              ykaya@yanki.com.trYAVUZ KAYA ykaya@yanki.com.tr


İSLAMİYET VE TERÖRİZM

Din; Akıl sahibi insanları kendi irade ve arzularıyla gerçeğe ve mutlak doğruya götüren, ilahi kanunlar manzumesidir. 
Peygamberlere gelen vahiylere dayanır ve  insanlara mutlu olma yollarını gösteren yegane doğrulardır. İnsanlık tarihinde ne kadar geriye giderseniz gidin, dinsiz bir toplum yoktur. 
Din, ilk insanla beraber var olan gerçek bir olgudur. İnsanların ve toplumların barış içerisinde, her iki dünya saadeti ve selameti için kurallar koyar.
Terörizm ise ; Korku veren ve insanlarda yılgınlık meydana getiren, sürekli eylem durumudur.  
Siyasal amaçlar uğruna illegal şekilde, mevcut düzeni değiştirmek için, sistemli biçimde terör eylemlerini kullanmayı bir yöntem olarak kullanır.
Dinin tanımına bakıldığında; Amaçladığı nihâî hedefin, insanları bu dünyada ve öteki dünya hayatında mutlu kılmak olduğu görülmektedir. Ve bu mutluluğa götüren yolda ise zorlama, kesinlikle yoktur.
Kur’an-ı Kerîm’de, Bakara/256: “Din ve vicdan hürriyeti, baskıyla, zorbalıkla tehdit edilemez. Baskıyla, tehditle İslam dinine girmeye zorlanamaz. Hak; doğru, huzurlu ve aydınlık yol, sonu pişmanlıkla biten, haince düşünceler içeren, helake maruz sapık yollardan ayırt edilerek açıklanmıştır. Her kim putlaştırılmış, zalim, azgın diktatörlerle ve şeytani güçlerle ilişkisini keser, Allah’a, imanın gerektirdiği esaslara iman ederse, sağlam ve kopması mümkün olmayan İslam’a yapışmış, hukukun üstün, hakkın ve adaletin belirleyici güç olduğu en güvenli İslam toplumuna katılmış olur. Allah her şeyi en iyi bilendir, işitendir.”
Nisâ/93:“Kim bir insanı kasten öldürürse cezası, içinde devamlı kalmak üzere cehennemdir. Allah bunu yapana gazâb etmiş, onu lânetlemiş ve onun için korkunç bir azab hazırlamıştır.” 
Maide/32: “Kim bir nefsi, bir başka nefse ya da yeryüzündeki bir fesada karşılık olmaksızın (haksız yere) öldürürse, sanki bütün insanları öldürmüş gibi olur. Kim de onu (öldürülmesine engel olarak) diriltirse, bütün insanları diriltmiş gibi olur. Ant olsun, elçilerimiz onlara apaçık belgelerle gelmişlerdir. Sonra bunun ardından onlardan birçoğu yeryüzünde ölçüyü taşıranlardır.”
Ayetlerinden anlaşıldığı üzere; İslâm iyiyi ve kötüyü ortaya koyduktan sonra seçme işini ferdin kendi irâdesine bırakmıştır. Bu konuda herhangi bir zorlamanın olamayacağı açıktır. İslâm Dîni, bu âyetlerle insanlara en geniş mânâda din ve vicdan özgürlüğünü tanımaktadır.
Halbuki terör; Cebir ve şiddeti içermektedir. Yani, terörün olduğu yerde; şiddet, zorlama, yıldırma, korkutma, sindirme, baskı, kan ve göz yaşı vardır. Dinde zorlama olmadığına göre, terör, terörizm ve terörist eylem ve söylemler hiç bir zaman din ile beraber telaffuz edilemez. 
Din; Sevgiyi, merhameti, barışı emreder. Terör ise dinin zıddıdır. Kan, ölüm ve acı vardır. Bir terör eylemine faili; her hangi bir dinde değil, din düşmanlarında aramak gerekir. Terörün kökenini; insanlıktan nasibini alamamış, Allah’a karşı şirk koşan, isyan eden  materyalist düşüncedeki insanlarda aramak gerekir. Teröristlerin hangi ismi taşıdığı, kimliklerinde ne yazdığı önemli değildir. Bir kişi masum insanları göz kırpmadan öldürüyorsa, kesinlikle dinsizdir. Allah’tan korkmayan, tek amacı kan dökmek ve acı çektirmek olan bir canidir. Bu nedenle, Din ile Terör kavramı yan yana kullanılamaz. Son derece hatalı kavramlardır. Çünkü İslam dininde ve diğer iki ilahi dinde hiçbir şekilde teröre yer yoktur. 
Aksine, İslam’a göre terör;  Büyük bir suçtur. Müslümanlar, Terörü engellemek, Dünyaya, barış, huzur ve adalet getirmekle sorumludurlar.
Buna göre; Din ile terörizm kavramı arasında bir ilişki değil, tam bir çelişki mevcuttur.
Cihad kavramı ise; çalışmak, uğraşmak, iyilikler yolunda güç ve gayret sarf etmektir. Bir işi başarmak için Allah ve Resulü’nün koyduğu evrensel ölçülere göre insanlığa fayda üretmektir. Dînî emir ve yasakları öğrenip ona göre yaşamak ve başkalarına zorlama ve baskı uygulamadan öğretmek, İslam’ı tebliğe çalışmaktır.
Hz. Muhammed (SAV); “Gerçek mücahid, nefsiyle mücadele edendir” buyurmuşlardır.
Terör örgütleri, cihad kavramını istismar ederek kendi çıkar ve emellerine alet etmektedirler. Başka bir deyişle, dînî kavramları ana ekseninden saptırarak zorlama yorumlarla kendi şeytani hedefleri için kullanmaktadırlar. Terör örgütlerinin, cihad kavramını savaş ve öldürme ile özdeşleştirmeye çalışmasının altında değişik sebepler vardır.
Günümüzde terör, dünyanın pek çok ülkesini tehdit etmeyi sürdürmektedir. Terörizm, bir yandan da pek çok ülkede “sokaklara” yayılmakta, şiddetten ve kan dökmekten hoşlanan barbar kitleler meydana gelmektedir. Bu nedenle, tüm dünya için “terörizme karşı fikri mücadele” gerekmektedir. 
Bu mücadele ise yalnızca adli ve polisiye yöntemlerle olmaz. Verilen mücadeleler neticesinde bir terör örgütünün iç ve dış desteği kesilebilir, para kaynakları ile elemanları yok edilebilir, fakat ideolojik anlamda bir örgüt çökertilemediği müddetçe tamamen ortadan kaldırılması mümkün olamaz. Terörizmin ideolojileri yaşadıkça alınacak fiziki tedbirler sadece geçici çözümler olacaktır.
Terörizmin ortadan kaldırılması için; insanlara saygı, sevgi, şefkat, merhamet, tevazu, hoşgörü, adalet gibi temel ahlaki kavramların öğretilmesi ve aşılanması gereklidir. Bu kavramların kaynağı ise İslam ahlakıdır. 
İslam ahlakı; Barış, güven ve huzur dolu bir dünyanın temel alt yapısıdır…
Gelecek sayıda buluşuncaya kadar esenlikler diliyorum…

11.03.2015

Parlametre
Serbest Kürsü

Anket

Türkiye'nin Dış Politikasını Olumlu Seyirde Güçlendirecek Ana Unsur Nedir ?
Yankı Dostluk Platformu
  • Facebook'ta Yankı Dergisi
  • Twitter'da Yankı Dergisi
  • Youtube'ta Yankı Dergisi