YAVUZ KAYA                                                              ykaya@yanki.com.trYAVUZ KAYA ykaya@yanki.com.tr


OBAMA'DA KALANLAR

ABD’nin başkanı 75 günlük başkanlığının ardından ilk ziyaretini, tüm İslam Dünyası’na seslenebileceği Türkiye’ye yaptı. Ve bakın bu ziyaret ulusal basında nasıl yer aldı? Hürriyet; "Artık Hepimiz Değişmeliyiz", Zaman; "Tarihi ve Sıcak Mesajlar", Sabah; "Obama’nın Ankara Manifestosu", Radikal; "Ortaklığımız Model Olsun", Bir Gün; "Obama’nın Ucuz Asker Pazarlığı", Evrensel; "Nabza Göre Şerbet", Milliyet; "Türkiye’yle Yola Çıkıyor", Haber Türk; "Kıvırmadı", Vatan; "Siz de Değişim", Taraf; "İslam’la Savaşmayız", Star; "İslam’la Asla Savaşmayız", Günlük, "Obama Geldi, Bush Konuştu", Yeni Şafak; "Ailemde Müslüman Var" manşetleriyle anlattı Obama’nın Türkiye ziyaretini.

Aslında bizim basınımızdaki iyimserlik dünya basınında da kendini gösterdi diyebiliriz. Uluslararası basına baktığımızda, New York Time’s gazetesi, Obama’nın Türkiye ziyaretini "Medeniyetler Çatışmasının Sonu" başlığıyla verdi. Başkan Obama Türkiye ziyareti sırasında Amerika’nın İslam Dünyası’yla ilişkilerini yeniden ayarlamaya doğru önemli bir ilerleme sağladı. 11 Eylül sonrası zehirleyici medeniyetler çatışması mitolojisinden uzaklaştı. İslam Dünyası’na yönelik olarak verdiği mesajlar medeniyetler çatışmasının sonunu işaret etti gibi yorumlar yapıldı. Yani hem bizde hem de dünyada yorumlar birbirine çok yakındı. Herkes Obama’nın değişimin yüzü olduğuna inanıyor. Bu, sadece Türkiye’de değil tüm dünyada oldukça dikkat çeken bir geziydi.

Acaba neden Türkiye? Herkes bu soruyu sordu, aslında cevap çok açıktı. Bence sorulması gerek soru, "Türkiye’den başka hangi ülke olabilirdi, olmalıydı?" Obama, Türkiye’yi seçti, çünkü değişen Amerikan politikalarını dünyaya ve İslam Dünyası’na başka bir yerden iletemezdi. Geçmiş dönem Amerikan politikalarına bakacak olursak, ABD’nin amacının Orta Doğu’ya demokrasiyi getirmek olduğu söyleniyordu. Bunun için ilk duraklarından biri Irak oldu. Irak’a barış ve demokrasi getirecekti ama sonunda otokrasi ve savaş o ülkede kendini gösterdi. İşte yaşanan ironi ortada. Bu politikayı uygularken de model ülke olarak Türkiye’yi gösteriyordu. Şimdilerde ise Obama; "Türkiye’yi hukukun üstünlüğünü hayata geçiren bir demokrasi ülkesi" olarak tanımlıyor. Ve kendine çizdiği vizyonda kazanan bir dünya, kazanan bir Amerika ve kazanan bir İslam Dünyası’nı ortaya koyuyor. Ve bunu başarabilmenin anahtarının da "istikrar" olduğunu söylüyor. İşte bu istikrardaki kilit noktası Türkiye’dir.

Bu istikrarı sağlayacak "Türkiye" ise, bizim de burada hedeflerimizin olması kaçınılmaz. Amerika da bunu düşünerek bize ortak çıkarı teklif ediyor. Bizim istikrarı yakalamamız da; sınırların, uluslararası ilişkilerin, etnik, dinsel ve ideolojiler tarafların şiddete başvurularak bozulmasına karşı durmamızla mümkün olacak. Asıl sorun da burada başlıyor işte. Bu istikrarı sağlamamız için bizden istenen tavizler var. Ermenistan’la sınır kapılarını açmamızı istiyorlar. Pe ki, Azerbaycan – Türkiye ilişkileri bundan ne kadar etkilenecek? Bu soruyu kendilerine hiç sorma gereği duymuyorlar. Benim, siyasilerimizden isteğim; ABD’nin; Karabağ meselesi konusunda, Ermenistan’a baskı yapması konusunda ısrarcı ve kararlı olmalarıdır. Eğer bu sağlanırsa hem Kafkasya’da istikrar sağlanacak, hem de Türk -Ermeni ilişkilerinin seyri daha iyiye gidecektir. Burada Obama’yla ilgili değinmek istediğim bir nokta daha var. Obama soykırım kelimesini Türkiye ziyareti boyunca kullanmadı belki, ama soykırım konusundaki görüşlerinin değişmediğini açıklamaktan da hiç çekinmedi. Hatta soykırım sözcüğünü kullanmaması karşılığında, bizden Afganistan için asker talebinde bulunabileceğini de ima etti.

OBAMA, AKIL DAĞITIYOR !

Obama’nın unutmaması gereken bir şey bize akıl verirken daha mantıklı düşünmesi gerektiğidir. Bizlere, "Kürtlere eğitim hakkı sağlayın" gibi akıllar vermeye çalıştı. Hatta Kürtlerden bahsederken "azınlık" dedi. Sayın Obama; sizde bir siyahi oy kullanma hakkına bile sahip değilken, benim ülkemde Kürtler 80 yıldır cumhurbaşkanı, başbakan, içişleri bakanı, dışişleri bakanı, kuvvet komutanı, iş adamı, banka sahibi, holding sahibi gibi üst makamlarda yer aldılar, almaya devam ediyorlar ve edecekler…

Obama’nın Bush’tan devraldığı ve halletmesi gereken Irak, Afganistan, İran, İsrail – Filistin, Suriye ve Kafkasya sorunlarında Türkiye’ye ihtiyacı var.

Bizler bu gücün farkında olmalıyız. Bence farkındayız da, artık Washington’un her dediğini yapmıyoruz. Evet, Obama çok güzel sözler söyledi ama bunların birçoğu vaatten ibaret. Elbette Bush yönetimiyle aralarında kocaman bir fark var, bu yadsınamaz bir gerçek. Fakat unutulmaması gereken bir gerçek daha var ki, o da bu dev ülkenin dış politikasında bu vaatlerin hepsinin yerine getirilebileceği keskin bir dönüşün mümkün olmayacağıdır.

Ortada bahsedilen stratejik bir ortaklık var. Bu ortaklık iki tarafında vereceği tavizlerle mümkün olabilir. Tek taraflı tavizlerin ortaklığına kapılarımızın kapalı olduğunu 1 Mart Teskeresi’nde nasıl ortaya koyduysak bundan sonra da öyle yapmalıyız. Bizden istenilenler ve vaat edilenler doğrultusunda bakacak olursak, Obama’nın çok da net konuşmadığını hepimiz gördük. Soykırım sözcüğünü kullanmadı ama bu konuda görüşünün değişmediğinin de altını çizdi. Ruhban Okulu’nun açılmasına vurgu yaptı, fakat Batı Trakya’daki Türklerin haklarından bahsetmedi. Ermenistan’la sınır kapılarının açılmasını istedi, ama Rasmussen’in bizden özür dilemesini sağlayamadı.

Esas üzerinde durulması gereken, yapmak istediklerini gerçekleştirirken bize ne kadar ihtiyacı olduğunu, bizim ülkemizden tüm dünyaya duyurmuş olmasıdır. Yapmak istediği bir işbirliği ve İslam dünyasına diyalog çağrısıydı. Bunu da ancak bizim gibi doğuyu ve batıyı birbirine bağlayan ve açık kanallara sahip olan bir ülkeyle yapabilirdi. Daha kararlı, milli bir politika ile ve komşularımızla ilişkilerimizi bozmadan bu durumu çok iyi değerlendirmemiz gerektiğini düşünüyorum.

Gelecek sayıda buluşuncaya kadar esenlikler diliyorum.



01.05.2009

Parlametre
Serbest Kürsü

Anket

Türkiye'nin Dış Politikasını Olumlu Seyirde Güçlendirecek Ana Unsur Nedir ?
Yankı Dostluk Platformu
  • Facebook'ta Yankı Dergisi
  • Twitter'da Yankı Dergisi
  • Youtube'ta Yankı Dergisi