Haberler > SİYASET >KILIÇDAROĞLU'NDAN PAKET ELEŞTİRİSİ

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Kendi hedefleriniz doğrultusunda kurguladığınız  bir paketçikle bu ülkenin, bu halkın sorunlarını asla çözemezsiniz. Türkiye’nin topyekün, bütüncül ve kapsamlı bir demokrasi paketine ihtiyacı var. Türkiye’nin ihtiyacı olan paket, toplumun bütün kesimlerini kapsamak, bütün sorun alanlarına da temas etmek zorundadır" dedi.

Kılıçdaroğlu, CHP'nin tutuklu milletvekili Mustafa Balbay'ı ziyaretinin ardından, dün açıklanan Demokratikleşme paketi ile ilgili değerlendirmelerde bulunmak üzere parti genel merkezinde basın toplantısı düzenledi. 

Paketin açıklanması sırasında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 12 Eylül askeri darbesinden tek söz bile etmediğini dile getiren Kılıçdaroğlu, "Acaba darbe hukukuna sahiplenmenin bir başka adı mı bu?" sorusunu sordu. 

Hükümetin demokrasi konusunda samimi olmadığını da iddia eden Kılıçdaroğlu, "Çünkü bu paketteki bir çok noktayı daha önce biz önerdik, AKP reddetti" dedi. 

Kendilerinin daha önce seçim barajının düşürülmesini önerdiğini ve yasa teklifi sunduklarını anlatan Kılıçdaroğlu, AK Parti'nin bunu reddettiğini söyledi.

Siyasette dil yasaklarının kaldırılmasını da önerdiklerini bildiren Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

"Farklı dil ve lehçelerde siyaset yapılmasını sağlayalım' diye kanun teklifi verdik.  AKP bunu da reddetti. Seçime katılan siyasi partilere aldıkları oy oranlarına göre hazine yardımı yapılması için teklif sunduk. AKP  buna da 'hayır' dedi. 'Nefret suçları para cezasına çevrilmesin, zamanaşımına uğramasın' diye öneride bulunduk. AKP bunu da kabul etmedi. Yasaksız yepyeni dünya standartlarında bir toplantı ve gösteri yürüyüşleri yasası teklif ettik. AKP korktu, ona da 'hayır' dedi. Şimdi 'kişisel verilerin korunması' diyorlar. 'Yasadışı dinlemeler engellensin' diye kanun teklifinde bulunduk. Tayyip Erdoğan buna da geçit vermedi. AKP buna da 'hayır' dedi. 

Şimdi herkes elini vicdanına koysun. Bu önerilerin tamamını reddeden bir parti demokrasi konusunda samimi olabilir mi? Böyle bir parti demokrat olabilir mi? Bu zihniyet özgürlükten, adaletten yana olabilir mi? Bugün karşımıza getirdiklerinin önemli bir kısmı, bizim önerilerimizin kötü bir kopyası. Bu iktidar henüz muhalefetin önerdiklerini kopyalamayı bile beceremiyor. Elleri o kadar bile demokratikleşmeye gitmiyor. Bugün Türkiye’nin en statükocu partisi AKP’dir. Değişme en kapalı partisi AKP’dir. Mülkiyet duygusuna kapıldılar, 'devlet de benim Türkiye de benim' noktasına geldiler. En ufak bir itirazı devlete başkaldırma sayıyorlar. Bu yüzden Türk demokrasisinin ilerlemesinin önündeki en büyük engel de AKP’nin ta kendisidir."

Kendilerinin daha fazla demokrasi, daha özgür bir Türkiye önerdiklerini dile getiren Kılıçdaroğlu, "Biz Türkiye’ye içi boş paketler değil, rengarenk, canlı bir demokrasi önerdik" değerlendirmesinde bulundu. 

Darbe anayasasını istemediklerini, yepyeni bir anayasa istediklerinin altını çizen Kılıçdaroğlu, AK Parti'nin kabul edilemez teklifleriyle yeni anayasanın önünü tıkadığını savundu.

Kılıçdaroğlu, siyasi partiler yasasının daha demokratik bir hale getirilmesi, düşünce ve ifade özgürlüğünün önündeki barikatların kaldırılması, din ve vicdan özgürlüğünün sağlanması gibi en temel haklarda bile AK Parti'nin önerilerini reddettiğini ileri sürdü. 

Basın özgürlüğü konusunun da Türkiye’nin kanayan yaralarından biri olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, basın özgürlüğü olmayan bir yerde demokrasi ve özgürlüğün de olamayacağını dile getirdi.

"Muhalefet mi görevini yapmıyor, yoksa iktidar mı?"

Tutuklu öğrenci ayıbının bu ülkeye yakışmadığını da söylediklerini ifade eden Kılıçdaroğlu, Uludere olayının aydınlatılması için verdikleri tekliflerin de AK Parti tarafından reddedildiğini savundu. 

Kılıçdaroğlu, "YÖK'ü kaldıralım, üniversitelerde özerkliği sağlayalım' dedik. Özgür bilim, özgür üniversite, özgür öğrenciden yana tavır aldık. AKP buna da karşı çıktı. 'Mayınlı araziler topraksız köylülere verilsin' dedik, 'Diyarbakır’a yeni cezaevi açma, Diyarbakır cezaevi insan hakları müzesi olsun' dedik, Nevruz 'milli bayram' ilan edilsin diye teklif ettik, statükonun bekçisi AKP bunları da reddetti. Şimdi bütün Türkiye’ye soruyorum. Bizim önerilerimiz mi Türkiye’ye demokrasi getirir, yoksa AKP’nin paketçiği mi? Herkese soruyorum, Türkiye’de muhalefet mi görevini yapmıyor, yoksa iktidar mı?" diye konuştu. 

Kılıçdaroğlu, katılımcılığı ve çoğulculuğu sağlayamayan hiçbir düzenlemenin Türkiye’ye huzur ve barış getiremeyeceğini de savundu.

Başbakanın, AB ilerleme raporlarındaki Türkiye’de demokratikleşme yönünde atılması gereken adımları da anlayamadığını savunan Kılıçdaroğlu, "En sonunda Amerika ziyaretinde kendisine bir kitap hediye ettiler. Kitabın adı üzerinden bir mesaj verdiler. Neydi o kitabın adı: 'Diktatörün Psikolojisi' O mesajı da anlamadı" dedi. 

"Klavyeye değil, klavyeyi kullanana özgürlük getireceksiniz"

"AKP hükümeti Türkiye’nin temel sorun alanlarından kaçmış, toplumsal baskıları savuşturmak için de bu paketi önümüze getirmiştir" görüşünü savunan Kılıçdaroğlu, pakette temel sorunlara yönelik hiçbir cevap olmadığını iddia etti.

Toplumun fiilen çoktan aştığı "W" harfini kullanmak veya "kurban derisini kim toplayacak?" gibi artık anlamsız konularda düzenlemeleri demokratik bir açılım olarak görmenin halkı açıkça kandırmak olduğunu ileri süren Kılıçdaroğlu, "Klavyeye değil, klavyeyi kullanana özgürlük getireceksiniz. İşte sizinle demokrasi anlayışımızdaki temel ayrışma burada yatmaktadır. Bir üniversitenin adını değiştirerek yapısal bir sorunu mu çözüyorsunuz? Bir üniversite senatosunun 2 saatlik uğraşı ile açabileceği bir enstitünün Hükümet tarafından büyük bir devrim gibi sunulması da ülkemiz insanına yapılan bir haksızlık değil midir?" ifadesini kullandı.

"Yüzde 10'u 3'e indirirsin, hep beraber parlamentodan geçiririz"

Paketin seçim sisteminde de değişiklik öngördüğünü anımsatan Kılıçdaroğlu, "dar bölge" ya da "daraltılmış bölge"den söz edildiğini belirtti.

Kılıçdaroğlu, "Sorun dar bölge ya da daraltılmış bölge değil, sorun 12 Eylül askeri cuntasının getirdiği yüzde 10 seçim barajındadır. Yüreğin varsa, bu ülkeye gerçekten demokrasiyi getirmek istiyorsan, gerçekten 'milli irade tam Parlamentoya yansısın' diyorsan, yüzde 3'mü yaparsın, yüzde 5'mi yaparsın. Yardım için 3 diyorsun, 3 getir. Hemen kabul edelim. Oturup ahkam kesmeye gerek yok. Bu millet laf dinlemekten bıktı. Getirirsin yüzde 10'u, 3'e indirirsin, hep beraber Parlamentodan geçiririz" dedi. 

Türkiye’nin sorunlarının "makyajla" çözülemeyeceğini de ileri süren Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"Kendi hedefleriniz doğrultusunda kurguladığınız bir paketçikle bu ülkenin, bu halkın sorunlarını asla çözemezsiniz. Türkiye’nin topyekün, bütüncül ve kapsamlı bir demokrasi paketine ihtiyacı var. Türkiye’nin ihtiyacı olan paket, toplumun bütün kesimlerini kapsamak, bütün sorun alanlarına da temas etmek zorundadır. Diktatör lütfetmiş bize demokrasi paketi hazırlamış. 'Benim istediğim kadar demokrasi' diyor. Aklıma bir dönemlerin Ankara Valisi geldi. O Vali eylem yapana şunu söylemişti; 'Bu memlekete komünizm gerekiyorsa ve komünizm yararlı bir şeyse onu da biz getiririz, size ne oluyor?' Aynı anlayış şu an hükümette var. 'Ben istediğim kadar getiririm, istediğim kadar veririm.' Gelen paket, çoğunlukçu otoriter rejimi pekiştirmek için getirilen bir pakettir."

Paket açıklandıktan sonra bazı "aydın olarak tanımlanan" kişilerin televizyon kanallarında değerlendirmelerde bulunduğunu da ifade eden Kılıçdaroğlu, bu kişileri eleştirdi. 

Kendisinin başka bir "aydın" tanımı olduğunun altını çizen Kılıçdaroğlu, "aydın" kişinin, daha çok demokrasi isteyen ve Hükümeti demokrasiye aykırı davranışları nedeniyle korkusuzca, bedel ödemeyi göze alarak eleştiren kişi olduğunu söyledi. 

Kılıçdaroğlu, "Dünyanın hiçbir yerinde bizde olduğu gibi hükümetin eksikliklerini yamamaya çalışan bir aydın grubu olmamıştır" değerlendirmesinde bulundu.

CHP'nin demokrasi ve özgürlük bildirgesi

Kendilerinin daha önce 17 maddelik özgürlük ve demokrasi bildirgesi açıkladığını ve bunun arkasında olduklarını vurgulayan Kılıçdaroğlu, bu yönde atılan bütün adımların arkasında CHP'nin bütün gücüyle duracağını söyledi.

"Çok partili rejimi bu ülkeye getiren bir parti olarak, CHP ülkenin demokratikleşmesi için her reforma evet demiştir ve diyecektir de" görüşünü dile getiren Kılıçdaroğlu, gerçek bir demokrasi için sonuna kadar mücadeleye devam edeceklerini bildirdi.



01.10.2013

Yorumlar

Bu Habere Ait Yorum Bulunmamaktadır.
İsminiz
E-Mail
Cevabınız


Parlametre
Serbest Kürsü

Anket

Türkiye'nin Dış Politikasını Olumlu Seyirde Güçlendirecek Ana Unsur Nedir ?
Yankı Dostluk Platformu
  • Facebook'ta Yankı Dergisi
  • Twitter'da Yankı Dergisi
  • Youtube'ta Yankı Dergisi