Haberler > SİYASET >ERDOĞAN: BAZILARI ANKARA'DA OTURUP HER ŞEYE ÇAMUR ATIYOR

 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Esnaf ve Sanatkarlar Şurası'nın açılışında yaptığı konuşmada gündeme ilişkin pek çok konuya değindi. 

İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından satırbaşları:

Ortaya çıkan sonuçların Türkiye genelinde esnaf ve sanatkarımızın karşı karşıya kaldığı sorunların çözümüne vesile olacağına gönülden inanıyorum. Açılışı yaparken bir kez daha hayırlı olmasını diliyorum tüm esnaf ve sanatkarlarımıza hayırlı helal ve bol kazançlar temenni ediyorum.

12 Yıllık başbakanlık sürecimde her fırsatta sizlerle bir araya geldik. Her fırsatta gönülden gönüle sohbet muhabbet ettik. Esnaf ve sanatkarın sorunlarını esnaf kardeşlerimizle görüşerek gerekse TESK gibi temsilci örgütlerimizle görüşerek her zaman gündemimizde tuttuk. Her zaman çözüm mücadelesi verdik. Önceki konuşmalarımdada sıkça ifade ettim. Esnaf ve sanatkarlar tartışmasız şekilde milletimizin, devletimizin vatanımızın inşaasında sorumluluğu en büyük üstlenmiş kesimdir. Dünyanın hemen hiç bir ülkesinde hiçbir medeniyetinde esnaf ve sanatkarın bu kadar köklü bir geleneğe sahip olduğunu asla göremezsiniz. Büyük Selçuklu Devleti demek esnaf ve sanatkar demektir. Anadolu Selçuklu Devleti demek Ahi Teşkilatı demektir. Beylikler dönemi aynı şekildedir. Osmanlı cihan devleti Osmangazi'nin Ahi usülüne göre kılıç kuşanmasıyla hayat bulmuştur. 6 Asır boyunca ahilik ahlakı Osmanlı'yı ayakta tutmuştur. Bu ahlak Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunda ve bugünlere ulaşmasında da öncü vazifelerde bulunur.

ESNAF SIRF ALIP VEREN DEĞİLDİR, GEREKTİĞİNDE ASKERDİR, ALPERENDİR

Taksici deyip şoför deyip geçemezsiniz. O mahallenin eminidir. Mahallenin ağabeyidir bekçisidir. Bakkal deyip kasap deyip geçemezsiniz. O mahallenin ruhudur. Semtimizin vicdanıdır. Esnafı çıkartıp aldığınızda Türkiye tarihinden geriye hiçbirşey kalmaz. Önemli olan ahlaktır, dürüstlüktür, şu içinde bulunduğumuz birliktir beraberliktir kardeşliktir. Esnaf Bismillah der dükkanını açar. Akşama kadar da müşterisini değil, tüketiciyi değil nasibini bekler kısmetini bekler. Bizim medeniyetimizde esnafın derdi ne olursa olsun para kazanmak değil helal para kazanmaktır. Düşünebiliyor musunuz Selçuklu ve Osmanlı döneminde bakırcılar yaptıkları işe vurdukları çekice bile bir derin anlam yüklüyorlar. Çekiçlerini bakırların üzerine iki darbede indiriyorlar oradan tak tak diye ses çıkarken bakırcının dilinden gönlünden kalbinden 'Allah allah' diye zikir dökülüyor.

Elini açık tut, kapını açık tut, sofranı açık tut. Elini bağlı tut, dilini bağlı tut, belini bağlı tut. Böyle bir teşkilata böyle bir geleneğe zihniyete sahip olmak bizim için devlet ve milletimiz için vatanımız için eşi bulunmaz bir talihtir. İftihar meselesidir. Rabbim bu milleti ekmeksiz, susuz, havasız, vatansız bırakmasın. Ama, onlar kadar böyle güzel bir esnaf geleneğinden böyle güzel bir camiadan cemiyetten de inşallah mahrum bırakmasın.

Esnafı ve esnaf ahlakını dışlayan değil, çürüten saf dışı bırakan değil yeni bir iktisadi anlayışı hem ülkemize hem de dünyanın idrakine söyletmek zorundayız bunu da birlikte başaracağız. Yeni sorunlara yeni çözümler üreteceğiz. Ama inşallah özden, ruhtan ahilik anlayışını da ebediye kadar muhafaza etmenin mücadelesini hep birlikte vereceğiz. Sizler özellikle bu ülkeyi ve ekonomiyi ayakta tutacaksınız bizde sizlere karşı vazifemizi yerine getireceğiz. Biz yolları açık tutacağız emniyeti istikrarı temin edeceğiz sizlerde o açılan kapı ve yollardan huzurlu ve emin şekilde yürüyeceksiniz. 

DEVLET HER ZAMAN YANINIZDADIR

Hükümet başbakanımızla ilgili bakanlarımızla Gümrük ve Ticaret Bakanımız da burada hep birlikte bu konularda yasal düzenlemelerde olsun d evletin sağlayacağı imkanlarda olsun devlet her zaman yanınızdadır bunu kesinlikle bilmenizi isterim. İstikrar bakınız şu 12 yıllık iktidar döneminde bizim en önemli sihir kavramlarımızdan biri olmuştur. İkincisi de güvendir. İstikrar idari maslahat asla değildir. İstikrar mevcudu muhafaza etmek ama ileriye gitmek içinde sürekli atılım yapmaktır. Geriye gitmeden kararlı şekilde ileriye doğru gitmektir. İdarei maslahat yerinde durmaktır. Statik olmaktır, statükoyu korumaktır, patinaj yapmaktır. İdarei maslahat geçici olarak işe yarayabilir ama sonra büyük bir gürültü ile çöker. İstikrar mevcudun üzerine sürekli yenisini ekler. Biz idari maslahatın bedelini 2000-2001 krizinde çok ağır ödedik. Yıllarca mevcutla yetindiler idare ettiler sonuç büyük bir çöküş oldu. Biz ise en başından itibaren yere sağlam bastık. Mevcudu muhafaza etmenin değil mevcudun üzerine yenilerini eklemenin yani istikrarın mücadelesini verdik. 

SURİYE, MISIR, FİLİSTİN VE IRAK'I GÖRMEZDEN GELEBİLİRİZ

Türkiye eski Türkiye olsaydı IMF'den borç alıyor ve borç ödüyor olurduk. Ama biz borçları ödedik sıfırladık IMF bizden borç istiyor şimdi ona borç verecek hale geldik. Türkiye G-20 Dönem başkanlığını üstlendi inşallah önümüzdeki yıl da ev sahipliği yapacağız. Bütün bunlar atılımla oldu. Yerimizde durarak yerimizde sayarak bunları yapamazsınız. Kendinizi ülkenizi dünyaya kapatarak bunları yapamazsınız. Risklerden uzak durarak kaçarak ekonomiyi büyütemezsiniz. Buradan birşeyi konuşmak istiyorum. Bunlar bizim aynı zamanda milli derdimiz.

Türkiye bölgesel meselelerle neden bu kadar ilgili diyenler oluyor. Mısır için susalım, Filistin için susalım, Suriye'yi Irak'ı görmezden gelelim diyenler oluyor. Medyada yazan çizenler oluyor. Mısır'a Filistin'e Suriye'ye susmak da mümkün. Avrupa nasıl susuyorsa nasıl görmezden geliyorsa bizde susabilir, görmezden gelebilirdik. O zaman büyük devlet olamazsınız. Acaba birileri bu bölgeye 12 bin kilometreden niye geliyor. Bunun üzerinde düşünmemiz lazım. Niye geliyorlar ne alakası var bunlarla. Bunun üzerinde durmamız lazım. Sessiz tepkisiz kalırsanız Hacı Bektaş'ın Hacı Bayramı Veli'nin esnaf sanatkarın karşısına alnınız ak çıkamazsınız. 

BAZILARI ANKARA'DA OTURUP HERŞEYE ÇAMUR ATIYOR

Bazılarının işi gerçekten çok kolaydır. Ankara'da ofisinde oturacaksın nerede iş yapılıyorsa onu kıyasıya eleştireceksin. Ekonomiyi, çözüm sürecini, Suriye politikasını, Irak politikasını eleştir. Pergel gibi bir ayağın bir ayağın burada merkezde olacak diğer ayağınla alemleri gezeceksin diyor Mevlana. Biz de bunu yanlış anlayıp iki ayağını da merkeze sabitleyip ahkam kesenler var. Adeta parmağını dahi kıpırdatmadan yan gelip yatan yattığı yerden de önüne gelene çamur atan bir zihniyet malesef var. Yan gelip yatanlar varsın yatmaya devam etsinler. Ama biz bürokratın, teknokratın koşturmasını istiyoruz. Cumhurbaşkanı asla istisna değildir. Koşan koşturan ve terleyen bir cumhurbaşkanı istiyor ve böyle de olmanın gayretini veriyoruz. Siyasetin bütün taraflarından bizim arzumuz beklentimiz de budur. Oturduğu yerden yattığı yerden her yapılanı eleştiren millete değil uluslararası çevrelere medyaya servis yapan bir siyaset Türkiye'nin sorunlarına çözüm üreten bir siyaset olamaz. Herkes el ele verecek ter akıtacak ve Türkiye'nin yükselmesini sağlayacak.

ADALET ARIYORUM

Öyle bir yargı düşünün ki ihalesi 2 yıl önce bitmiş bir Galataport projeyi durduruyor. Bu işin inşaatı başlayacak. Bu nasıl bir vatanseverlik milliyetperverliktir. Orada da söyledim. Cumhurbaşkanı'nın ihaneti vataniye diye bir suçu var peki yargıcın ne suçu var o ne ile yargılanacak. Biz ülkeyi nasıl uçuracağız bunu konuşuyoruz beyler yürütmeyi durdurma kararı veriyor. Bu 1 değil, 2,3,4,5 değil. Dert başka bu meseleyi çözmemiz lazım. Belli bir nazarla olaylara bakamazsınız. Hakikat gözlüğü ile bakmaya mecbursunuz onun için adalet arıyorum adalet. MGK'dan aldığımız tavsiye kararı sıradan bir karar değildir. Legal görüntü altında illegal faaliyetlerle ulusal güvenliğimizi tehdit eden tüm unsurlara karşı mücadelemiz sürecek Bakanlar Kurulu da kararını almıştır. Bugünden geriye dönüş Allah'ın izniyle olmayacak. Her zaman ileriye bakacak birlikte ileriye yürüyeceğiz. Türkiye'nin uçması lazım. Bizi dışardan bitiremezler bizi ancak içerden bitirebilirler. Bunlara karşı tavrımız farklı olmalıdır. Son 1 yıl içinde esnaf kardeşlerimizle buluşmalarımızda iki noktaya dikkat çektim.

UYARILARIMIZ PARALELLERİ RAHATSIZ ETMİŞ

Paralel Yapı ve çözüm süreci. Paralel yapının nasıl musallat olduğunu çoğu zaman şantajla kumpasla baskı ile esnaf ve sanatkarımızı bugün net olarak gördük ve görüyoruz. Paralel yapı ile ilgili olarak gerek yurt içinde gerek yurt dışında yaptığımız uyarılar paralel yapının bazı müttefik ve yol arkadaşlarını rahatsız ediyor. Şantajın bazı siyasiler üzerinde etkili olduğunu görmek bizi üzüyor. Ekvator Ginesi'nde yaptığımız uyarılar da bu manada birilerini rahatsız etmiş. Afrikalı dost ve kardeşlerimizi bu sinsi yapı hakkında uyarmak bizi en tabii hakkımızdır. Farklı maskeler altında ajan tavrı ile Afrika'da faaliyet göstermesi ülkemiz adına da dost ve kardeş ülkeler için de tehdittir. Bu yapıyla mücadelemiz milletimizin de verdiği yetki uyarınca hız kesmeden devam edecektir. Esnaf ve sanatkar kardeşimin de omuz ve destek verdiğini biliyor ve her birinize bu manada teşekkür ediyorum.

Çözüm sürecine gelince, esnaf ve sanatkarımız gerçekten çok kritik çok hayati bir yerde duruyor. Esasen teröre en fazla bedel ödeyen kesimlerin arasında esnaf ve sanatkarlarımızda var. Batıda kuzeyde ve güneyde terörün ekonomi üzerinde bedel ödenirken doğu ve güneydoğuda buna ek olarak haraç, kepenk kapatmak nedeniyle teröre bedeller ödendi ve hala ödeniyor. Çözüm süreci anne babaları umutlandırdığı kadar esnaf ve sanatkarlarımızı da umutlandırdı. Fakat dükkanları yakılıp yıkılan nice esnafımız var. Hükümetimiz onlara gereken desteği veriyor vermeye de devam edecek. Sabotaj girişimlerine rağmen çözüm süreci esnafımızın da nefes almasını sağladı. 6-7 Ekim olayları yeni bir kışkırtma tahrik olarak ortaya çıktı.

ŞİMDİ VİCDAN ŞOVU YAPIYORLAR

Esnaf ve sanatkar arasında etnik ayrım yoktur çünkü onlar kardeştir. Ahilik hukukunu sürdürürek terörün oyununu bozacağınıza gönülden inanıyorum. Çözüm süreci konusunda söylentilere dedikodulara şehir efsanelerine itibar etmeyin. Bu işin çerçevesi bellidir. Sınırları bellidir. Bu bir pazarlık süreci değildir, taviz süreci veya alma verme süreci asla değildir. Silahlar bir kenara konulacak ne mesele varsa siyaset zemininde çözüme kavuşacak. Bunun dışında hiçbir yola yönteme Türkiye Cumhuriyeti asla fırsat vermez zemin vermez imkan da vermez. Ne terör tehdidi ne sokakları karıştırma tehdidi ne de barbarca işlenen cinayetler Türkiye'nin çizgisini değiştiremez. Şuanda hazırlanan yargı paketi uygulamaya girdikten sonra bu durum çok daha farklı bir güvence altına alınacaktır. Biz birilerini tatmin etmek için değil 77 milyonun huzuru için bu yola çıktık. Kobani diye sokağa çıktılar ve üstelik tamamı kürt olmak üzere 50'ye yakın kardeşimizi vahşice katlettiler. Sokakları ateşe verenler şuanda Halep gibi büyük bir şehrin karşı karşıya kaldığı tehlikeyi gündeme getiriyorlar mı? Halbuki medeniyet orda ekonomi orada gündeme geliyor mu hayır niye Halep'teki insan değil mi can değil mi? Üst akıl Halep'i önemsemiyorsa taşeron da önemsemiyor. Esed barbarlığı altında binlerce insanın ölümünü izlediler şimdi Kobani üzerinden vicdan şovu yapıyorlar. Biz bizim meselemizi üst akılla ya da üst aklın taşeronları ile değil milletimizle birlikte çözüyoruz. Bu çözümde yer almak isteyene katkı sunmak isteyene süreçte yerimiz vardır. Ama üst aklın esaretinde farklı niyetlere girenlere terör ve tehdit peşinde olanlara da önce millet ardından devlet gereken cevabı verir.

Çözüm sürecinin muhafaza edilmesinde istikrarla ileriye gitmesinde esnafımızın sanatkarımızın bin yıllık ahlakı ile aktif vazife üstleneceğine inanıyorum. 12 Yıl içerisinde esnaf ve sanatkarın çok önemli sorunları çözüldü. İlgili kanunlar çıktı krediler noktasında tarihi iyileştirmeler yapıldı. Esnaf sanatkarımızın kredi faizi yüzde 47 iken şuanda yüzde 4-5 buraya kadar indi.

ERDOĞAN'DAN ERKEN EMEKLİLİK MÜJDESİ

SGK bugün öğleden sonra Halk Bankası ile protokol imzalayacak ve bununla emeklilik imkanı var fakat borçlarını ödeyemeyenler için emeklilik hakkını kazanamayan Bağ-Kur'lu kardeşimize Halk Banka'mız 0,97 aylık faizle ve 36 ay vadeli olacak bir kredi vermek suretiyle Bağ-Kur'lu bu borçlarını ödeme imkanını yakalayacak. Hemen anında istifade etmeye başlayacak. Hükümetimizin bu noktada atacağı adımla yapılandırmaya konu miktar 3,6 milyar TL. Ve tüm Bağ-Kur'lu kardeşlerime Halkbankası'nın güzel bir imkanı hazırlanıyor. Bu imkanın tüm esnafımıza tabi kredi borcunu krediyi çektikten 3 ay sonra ödemeye başlayacak birde bu imkan geliyor. Bağ-Kur'lu da bu noktada emeklilik sıkıntısını aşmış olacak. Bu konuda ben gerek Bakanımızı, Halk Bankası yönetimini hükümetimizi kutluyorum tebrik ediyorum hayırlı olsun diyorum.

26.11.2014

Yorumlar

Bu Habere Ait Yorum Bulunmamaktadır.
İsminiz
E-Mail
Cevabınız


Parlametre
Serbest Kürsü

Anket

Türkiye'nin Dış Politikasını Olumlu Seyirde Güçlendirecek Ana Unsur Nedir ?
Yankı Dostluk Platformu
  • Facebook'ta Yankı Dergisi
  • Twitter'da Yankı Dergisi
  • Youtube'ta Yankı Dergisi